Hastalıkta Beslenme
(diyabet, hipertansiyon, obezite vb.)
Beslenme, birçok hastalığın seyrini doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Hastalıkta Beslenme Danışmanlığı, mevcut sağlık durumunuza uygun, bilimsel temellere dayalı kişiye özel beslenme planları hazırlanmasını kapsar.
Dünya Sağlık Örgütü kronik hastalığı uzun süreli ve yavaş ilerleme gösteren hastalıklar olarak tanımlar. Kronik hastalıklar tam olarak tedavi edilemeyen insandan insana bulaşmayan ve iyileşme göstermeyen uzamış durumlardır. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bulaşıcı olmayan kronik hastalıklar gittikçe artmaktadır. Hareketsiz yaşam ve beslenme tarzının hazır gıdalardan oluşması kişilerin günlük hayatlarındaki fiziksel aktivitelerden uzak durması, şehir hayatının stresi bunları arttıran etmenlerdir. Kronik hastalıkların önlenmesi veya yaşanan sıkıntıların azaltılması sağlıklı beslenmeyle mümkündür.
Hastalıklarda beslenme kişiye özel olmalıdır.
Kardiyovasküler hastalıklarda beslenme
-
Hiperlipidemi
-
Hipertansiyon
Metabolik ve Endokrin hastalıklarında beslenme
-
Diyabet
-
Troid hastalıkları ( guatr, hipotroidizm, hashimoto troidi, hipertroidizm)
Sindirim sistemi hastalıklarında beslenme
-
Mide ve duedonum hastalıkları
-
Dispepsi (hazımsızlık), gastrit, ülser, dumping sendromu
-
Bağırsak rektum hastalıkları
-
Özafagus hastalıkları
-
İshal, konstipasyon, Crohn, divertikülit, kısa bağırsak sendromu
Renal sistem hastalıklarında beslenme
-
Kronik böbrek yetmezliği
Nörolojik hastalıklarında beslenme
-
Parkinson hastalığı
-
Alzheimer hastalığı
-
Multiple Skleroz hastalığı
-
Epilepsi
-
Migren
-
İnme
Karaciğer, safra kesesi, pankreas hastalıklarında beslenme
-
Hepatit
-
Karaciğer yağlanması, non alkolik yağlı karaciğer hastalığı
-
Siroz
-
Kolesistit
-
Pankreatit
Böbrek hastalıklarında beslenme
-
Böbrek taşları
-
Akut böbrek hasarı
-
Nefrotik sendrom
-
Kronik böbrek hastalığı
Psikiyatrik hastalıklarda beslenme
-
Depresyon
-
Anksiyete
-
Panik atak
Kanser hastalıklarda beslenme
-
Nötropenik diyet
Solunum yolu hastalıklarda beslenme
-
Koah
-
Pnömoni
-
Astım
Kemik, Eklem ve Romatolojik Hastalıklar
-
Osteoporoz
-
Romatoid artrit
-
Gut
-
Ankilozan spondilit
-
Fibromiyalji
-
Skleroderma
Bariatrik cerrahi ve beslenme tedavisi
Otoimmün hastalıklarda beslenme
Enfeksiyon hastalıklarında beslenme
Besin alerjileri besin intoleransı
Çölyak hastalığı ve beslenme tedavisi
Polikistik over sendromu (PCOS) ve beslenme tedavisi
Yeme bozukluğunda beslenme
-
Anoreksiya Nervoza
-
Bulimia Nervoza
-
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu (Binge Eating Disorder)
-
Kaçıngan/Kısıtlı Yiyecek Alımı Bozukluğu (ARFID)
-
Pika
OBEZİTE, DİYABET, METS (metabolik sendrom)
Obezite ve obezitenin boyutunu saptamak için çok çeşitli yöntemler vardır. Obezite tanısı için en çok kullanılan ve en pratik yöntem beden kütle indeksi (BKİ)’dir. Bir bireyin vücut ağırlığının boyun metre cinsinden karesine bölünmesiyle hesaplanır. Beden kütle indeksi 30 kg/m2 ve üzerinde olduğunda obezitenin derecesi de artmaktadır. Beden kütle indeksi dışında bel çevresi, kalça çevresi, bel kalça oranı da obezitenin saptanmasında önemli antropometrik değerlendirmelerdir. Erkeklerde bel çevresi 94-102 cm, kadınlarda 80-88 cm ise birinci derecede risk olarak kabul edilir. Bel çevresinin erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm’den büyük olması ikinci derece risktir.
Bel kalça oranının erkeklerde 0,95 ve kadınlarda 0,88 ‘in üzerinde olması obezite için risktir.
Obezitenin oluşmasında başlıca risk faktörleri şunlardır; aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları, öğün atlama, hızlı yemek yeme, az çiğneme, az su içme, fiziksel aktivitenin yetersiz olması, yaş ve cinsiyet, eğitim düzeyi, sosyo kültürel etmenler, ekonomik etmenler, hormonal ve metabolik etmenler, genetik etmenler, psikolojik sorunlar, kullanılan bazı ilaçlar, doğum sayısı ve doğumlar arası geçen süre.
Diyabet şeker hastalığı yönetiminde beslenme çok önemli bir rol oynar. Dengeli bir diyet, kan şekeri seviyelerini kontrol etmeye, insülin direncini azaltmaya ve diyabetin uzun vadeli komplikasyonlarını önlemeye yardımcı olabilir. Diyabet dostu beslenme hastalığın seyri için önemlidir. Diyabetin kontrolünü sağlamak ve sağlıklı bir yaşam sürmek mümkündür. Diyetinizin size özel olması için bir diyetisyenle çalışmanız faydalı olacaktır.
Metabolik sendrom, insülin direnci, yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri, yüksek trigliserit ve bel çevresinde yağlanma gibi risk faktörlerini içeren bir sağlık sorunudur. Beslenme metabolik sendromun yönetiminde çok önemli rol oynar. Rafine karbonhidratları azaltmak ve sağlıklı yağları tercih etmek proteini dengeli almak, şekerli ve işlenmiş gıdaları azaltmak, lif tüketimini arttırmak, tuz tüketimini azaltmak, porsiyon kontrolü, düzenli öğün tüketimi yapmak ve su içmeyi ihmal etmemek hastalığı yönetmek için önemlidir. Ayrıca düzenli egzersiz yapmak stresi azaltmak ve uyku düzenine dikkat etmek de sağlığınızı destekleyecektir.
TİP-1 DİYABET VE KARBONHİDRAT SAYIMI EĞİTİMİ
Tip 1 diyabet, vücudun insülin üretme yeteneğini kaybetmesiyle ortaya çıkan bir metabolik hastalıktır. Bu hastalıkta, bağışıklık sistemi yanlışlıkla pankreastaki insülin üreten beta hücrelere saldırır ve yok eder. Sonuç olarak, vücut yeterli insülin üretemez. İnsülin, kan şekeri (glikoz) seviyelerinin düzenlenmesinde önemli bir rol oynar, bu yüzden insülin eksikliği kan şekeri seviyelerinin yükselmesine neden olabilir.
Tip 1 diyabet, genellikle çocukluk veya genç yaşlarda başlar ve ömür boyu sürebilir. Bu hastalık, düzenli insülin kullanımı ve sağlıklı bir yaşam tarzı ile yönetilebilir. Tip 1 diyabetin kesin nedeni henüz tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik faktörler ve çevresel etmenlerin etkili olduğu düşünülmektedir.
Diyabet hastaları bireylerin hastalığı yönetebilmeleri için doğru şekilde insülin kullanmaları gerekmektedir. Bunun için karbonhidrat sayma eğitimi çok kıymetlidir.
